Düşük-Gebelik Kaybı
- Doç. Dr. Yetkin Karasu

- 3 Ağu 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Eyl 2020

Düşük terimi gebeliğin ilk 20 hafta içerisinde kendiliğinden sonlanmasını tanımlar. Kendiliğinden (spontan) düşükler en sık gebelik komplikasyonlarından birisidir. Klinik olarak tanı konmuş, ultrason ile gösterilmiş gebeliklerin %10 ila %25’i düşükle sonuçlanır. Kimyasal (kan veya idrar testi) olarak gösterilmiş gebeliklerde bu oran %50’leri bulabilir. Bunlar gebeliğin uterusa (rahim) tutunmasından hemen sonra olan gebelik kayıplarıdır. Eğer hasta bir gebelik testi yapmadıysa bu durumu birkaç gün gecikmiş bir adet kanaması olarak yorumlayabilir.
Düşüklerin çoğu ilk 13 hafta içerisinde gerçekleşir. Gebeliğin bu heyecanlı ve özel döneminde gerçekleşen düşükler büyük hayal kırıklığı yaşatır.
Düşükler neden olur?
Düşüklerin birçok sebebi olabilir ancak çoğu düşükte bir sebep saptanamaz. İlk üç ay içinde gelişen düşüklerde en sık sebep kromozamal (genetik) problemlerdir. Çoğu kromozomal anormallik hasarlı yumurta ve sperm ile oluşan döllenmeye veya döllenme sonrasında hücre bölünmesi sırasında oluşan hasara bağlıdır.
Düşüklerin diğer sebepleri nelerdir?
Hormon bozuklukları
Enfeksiyonlar
Annenin sağlık problemleri
Yaşam tarzı (sigara, uyuşturucu, beslenme bozukluğu, aşırı kafein tüketimi, radyasyon, toksik maddeler)
Uterusa tutunmayı olumsuz etkileyen faktörler
İleri anne yaşı
Travma
Düşük riski ne kadardır?
Üreme dönemindeki kadınlarda düşük riski yaklaşık %10-25’dir.
Anne yaşı arttıkça düşük riski artar. 35 yaşından küçük kadınlarda risk yaklaşık %15’dir.
35-45 yaş arasında düşük riski %20-35’i bulabilir.
45 yaşından sonra risk %50’yi bulur.
Daha önce düşük yapmış bir kadında risk yaklaşık %25’tir.
Düşük için uyarı işaretleri nelerdir?
Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşarsanız doktorunuz veya sağlık kurumunuzla temas kurmalısınız:
Şiddetli sırt ve kasık ağrısı
Beyaz-pembe akıntıKasılma (düzenli ve şiddetli, doğum ağrısına benzeyen)
Kahverengi-kırmızı kanama
Vajinadan pıhtılı akıntı
Gebelik belirtilerinin aniden azalması, kaybolması
Farklı düşük tipleri var mıdır?
Çoğu zaman birçok düşük tipi için sadece düşük terimi kullanılır. Doktorunuzdan sizin veya bir yakınınızın durumunu tanımlarken farklı şeyler duyabilirsiniz.
Düşük Tehdidi: Gebelik kaybı riskinin olduğu ancak henüz gerçekleşmediği durumlarda kullanılır. Vajinal kanama ve kasık-bel ağrısına rağmen rahim ağzı kapalıdır. Bu kanama bazen bebeğin rahme tutunması (implantasyon kanaması) sırasında da görülebilir.
Kaçınılmaz Düşük: Kanama ve kasık ağrısına rahim ağzında açılma eşlik eder. Henüz gebelik sonlanmamıştır ancak kanama ve ağrının devam etmesi durumunda gebelik sonlanacaktır.
Tamamlanmış Düşük: Embryo ve gebelik ürünleri rahimden atılmıştır. Vajinal kanama izlenebilir ama kısa süre içerisinde sonlanması beklenir.
Atlanmış Düşük: Embryo gelişiminin ve kalp atışlarının olmamasına rağmen düşüğün gerçekleşmemesi durumudur.Kanama, ağrı görülmeyebilir. Gebelik belirtilerinin azalması veya kaybolması görülebilir.
Tekrarlayan Düşük: Peşpeşe 3 veya daha fazla düşüğün gerçekleşmesi durumudur. Bu çiftlerin yaklaşık %1’inde görülür.
Boş Gebelik (Blighted Ovum): Döllenme sonrasın embryonun hiç gelişmemesi durumudur. Gebelik kesesi ve yolk kesesi görülebilir ama embryo hiç gelişmez.
Düşüğün Önlenmesi
Çoğu düşüğün sebebi kromozomal problemler olduğundan hepsini önlemek için yapılacak şeyler sınırlıdır. Gebe kalmadan önce sağlıklı bir hayat sürmek önemli olabilir.
Düzenli egzersiz
Sağlıklı beslenme
Stresle baş etme
Kilo kontrolü
Folik asit
Sigara, alkol, uyuşturucu, aşırı kahve kullanmamak
Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Düşük tedavisinde amaç kanamanın ve rahim ağzı değişikliklerinin önlenmesidir. Erken gebelik döneminde düşük riski daha yüksektir. Eğer düşük gerçekleşmiş veya önlenemez bir aşamaya gelmişse kanamanın, ağrının giderilmesi ve enfeksiyonların önlenmesi için tedavi verilir.
Sizin için uygun tedaviyi doktorunuz ile görüşmelisiniz.
Bu bilgiler sadece eğitim amaçlıdır ve doktorunuzun veya diğer sağlık uzmanınızın tavsiyelerinin yerini alması amaçlanmamıştır. Sorularınızı veya endişelerinizi doktorunuzla görüşmenizi öneririz.








Yorumlar